Duygusal açlık günümüzde fiziksel (biyolojik) açlıktan daha çok önem arz etmektedir. Ve hayatlarımızda gün geçtikçe artan stres, kaygı, üzüntü vb. olumsuz duygular nedeniyle de sık karşımıza çıkan bir durumdur. Bu nedenle sizlerle duygusal açlığa neden olan duygularımız ve duygularımızın işlendiği, kayıt altında tutulduğu bilinçaltımız ile ilgili bilgiler paylaşmak istiyorum. Beslenme şeklimiz ve bilinçaltımız arasında oldukça güçlü bir bağlantı bulunmakta. Bilinçaltımızın ve hangi duyguları ne şekilde kayıt altına aldığını keşfettiğimiz taktirde duygusal açlığı kolay bir şekilde bertaraf edebiliriz.
Öncelikle bilinçaltımızı ve nasıl çalıştığını anlayalım. Bilinçaltımız 7 kuşak öncesinden ve anne karnından itibaren oluşan duygularımızı, hayata dair temel inanç ve inanışlarımızı kayıt altına alan bir mekanizma. Bizi hayatta tutmak için temel içgüdülerimizin/reflekslerimizin de kayıtlı olduğu bu mekanizma daima bizim iyiliğimiz için çalışır. Bizi hayatta tutmak için çalışan bu mekanizma olumsuzluk eki içeren -me/-ma kelimelerini anlamaz. Hayal ile gerçeği ayırt edemez.
Örneğin; Bu tatlılıyı yememeliyim gibi olumsuzluk eki içeren cümleyi kurduğunuzda bilinçaltınız olumsuzluk ekini almayıp bu cümledeki tatlı ve yemek yeme kavramlarını algılayıp sizin o tatlıyı yemeniz için büyük bir çaba sarf edecektir. Çünkü işleme mekanizması bizim hayatta kalmamıza yöneliktir. Ve bu durumda tabii ki bilinçaltımız kazanacaktır.
En basit haliyle bilinçaltımızın nasıl çalıştığını anlatabildiğimi düşünüyorum. Peki duygusal yiyici olduğumuzu yani fiziksel değil de duygusal açlık yaşadığımızı nasıl ayırt ederiz.?
Bunun için size birkaç soru bırakacağım. Bu sorulardan 3 ve fazlasına EVET cevabı veriyorsanız. Siz de fiziksel açlıktan daha çok duygusal açlık yaşıyorsunuz demektir.
Artık duygusal açlık yaşadığınızı fark ettiniz peki bu durumda duygusal açlığı ortadan kaldırmak için nasıl bir yol izleyebilirsiniz.?
Yemek günlüğü tutun. Herhangi bir duyguyu yoğun yaşadığınızda hangi yiyeceği, ne miktarda ve ne sıklıkla yediğinizi not alarak o duyguyu fark edin. Fark ettiğiniz duyguyu ve size hissettiren durumları hayatınızdan çıkarmaya çalışın.
Duygusal açlık yaşadığınızı anladığınızda (yukarıda saydığım maddelerden bir ya da birkaçını fark ettiğiniz an) durun ve odağınızı başka bir konuya vermeye çalışın. Sizi mutlu eden, heyecanlandıran şeyler düşünmeye çalışın. Bunu yapamıyorsanız burnunuzdan derin bir nefes alıp 10 a kadar sayıp ağzınızdan yavaşça verin. Bu nefes egzersizini 3-4 kez tekrarlayın.
Günlük hafif-orta tempolu egzersizler yapın. Dans edin örneğin. (herhangi bir fiziksel rahatsızlığınız yok ise). Düzenli egzersiz yapmak endorfin, dopamin, seratonin gibi mutluluk hormonlarının salgılanmasını arttıracaktır.
Kendinize şefkatle yaklaşın ve duygusal açlık yaşamanıza neden olan duygularınızı fark etmeye çalışın. Sık sık olumlu cümleler söyleyin yüksek sesle. Örn; Mutluyum. Mutlu hissetmeyi biliyorum vb. Ne demiştik en başta bilinçaltımız gerçek ile hayali ayırt edemez, devamlı ve sürekli bir şekilde bu olumlu cümleleri tekrar ettiğinizde bilinçaltınız öyle olduğuna ikna olacaktır
Kendimizin ve nasıl/ne şekilde beslendiğimizin farkında olmak var olan sorunu çözmek için her zaman en önemli ilk adımdır. Farkına vardığımız ve kendi başımıza baş edemediğimiz durumlarda atmamız gereken önemli ilk adım ise bir beslenme uzmanından destek almaktır. Holistik beslenme uzmanı olarak her zaman yanınızda olduğumu bilmenizi isterim.
Sağlıklı ve huzurlu günlere...
Dyt. Ayşegül ÖRS