Çocuklar Yalan Söyler mi? -1
Yalan kelime anlamı olarak gerçekte olmayan bir durumu ve düşünceyi, karşımızdaki kişiyi yanıltmak amacıyla farklı şekilde söylemektedir. Yalan bütün dinlerde, toplumlarda yanlış bir fiil ve davranış olarak görülmekte, ahlaklı ve erdemli bir davranış olarak kabul edilmemektedir. Çocuklarda yalan söylemek, küfürlü sözler sarfetmek, arkadaşının eşyasını çalma gibi davranışları hangi dönemlerde kabul edilebilir, hangi dönemlerde ne anlama gelir ve hangi dönemlerde tehlikeli söz ve davranış olarak değerlendirilir ebeveynler olarak iyi bilmemiz gerekiyor.
Çocuklar 2-6 yaş okul öncesi döneminde, gerçek ile hayali, somut ile soyutu karıştırabilirler. Bu evrede bazı kavramları net olarak kavrayamazlar. Çocukların ilk yalanları, sembolik oyun döneminde oynadığı hayali oyunlardır. Yavaş yavaş konuşmaya başlamış ise nesneleri farklı isimle nitelendirebilir, farklı amaçla oynayabilir. Mesela bir meyveyi telefon gibi kulağına götürebilir, başka eşyaya araba diyebilir, boş bir kaptan yemek yiyebilir, su içebilir. Bunları aileler genel olarak oyun gibi gördükleri için çok fazla takılı kalmazlar.
Ailelerin ilk endişe ettikleri durumlar daha çok 3-6 yaş döneminde, çocuklarına bakım veren dede, nine, bakıcının yanısıra gittiği kreşte, anaokulunda öğretmenleri ile ilgili söyledikleri yalanlardır. Aile her ne kadar bakım verenlere, gittiği kuruma güvense de kafasında soru işaretleri oluşur. Kaygılarını yönetmekte zorlanan aileler, benim çocuğunun yalan söylemez düşüncesi ile hayal dünyası içerisinde söylenen yalanlara inanma eğilimleri yüksektir. Çocuğun ithamlarına maruz kalanlar ise kendilerini anlatmak, ispat etmek durumda kalabilirler.
Çocukların hayal dünyasında karıştırabileceğin bilmeyen ebeveynler, çocuklarını korumak kaygısı ile konuşmaları yanlış algılama ve bunu yanlış aktarma ihtimalini göz önünde bulundurmazlar. Bu tür durumlarda çok dikkatli olmak gerekir. Ne çocuğun söylediğini hemen kabullenmek ne de hemen ret etmek doğrudur. Ebeveynlerin çocuk eğitimi ile ilgili kendilerini geliştirmelerinin yanısıra kendi çocukluğunda yaşamış olduklarını göz önünde tutarak olayları değerlendirebilir. Muhtemelen okula gitmek istemediğimiz zamanlarda, karnım ağrıyor, okulda bana kızıyorlar, öğretmeni, arkadaşlarım beni sevmiyor gibi sanal bahanelere başvurmuşuzdur.
Çocukların okul öncesi dönemden sonra yavaş yavaş doğruyla yanlışı, soyutla somutu birbirinden ayırabilecek bilişsel potansiyeli oluşur. Çocuğun okul öncesi dönemde ailenin davranışları ve çocuk yetiştirme modelleri çocuğun ilkokul döneminde, yalan söyleme davranışlarının çoğalmasına ve pekişmesine sebebiyet verir. Ancak çocukların 8-10 yaş dönemine kadar, yalan ile ilgili durumları, yetişkinlerin dünyasına göre farklılık arzeder. Bu döneme kadar çocuğun hangi evrede, hangi amaçla olayları farklı yansıttığını ebeveynler olarak iyi bilmemiz gerekir. Çocuğun söylediklerinin yalan olup, olmadığının bilinmemesi, gerçekleri neden farklı yansıttığının anlaşılamaması, ebeveynde kaygıya sebebiyet verir. Yalan konusunda hassas olan ebeveyn, çocuğa baskı, kıyaslama, tehdit, şiddet uygulayabilir ancak bu durum çocuğun yaralanmasına sebebiyet verebilir.
Ergenlik öncesi ve ergenlik sonrası dönemlerde yalanın devam etmesi, uyum ve davranış bozukluğunun oluştuğu kabul edilir. Çocuk yalanı sadece anne-babaya mı, herkese mi söylediğine dikkat edilmelidir.
Çocukların Söylediği Yalan Çeşitleri
Okul öncesi dönemde, kendi dünyasında kurduğu hayaller çerçevesi içerisinde gerçeği yansıtmayan yalanlar,
İhtiyacını gördürmek, istediklerini yaptırmak için öğrendikleri ve ebeveynlerine karşı ajitasyona başvurdukları yalanlar,
Çocuk evde kardeşini, okulda arkadaşlarını kıskandığı veya başka bir sebepten dolayı, daha önce verilen ilgi ve sevginin azaldığını düşündüğü durumlarda ilgiyi ve sevgiyi kazanabilmek için söylediği yalanlar,
Çocuğun çevresinde bulunan başta ebeveynleri veya gözlemlediğin diğer yetişkinlerin doğruları söylemediği, kendi yalanlarına alet ettiği durumlarda rol model alınarak söylenen yalanlar,
Çocuk aile ve arkadaş ortamında yaptığı konuşmalarda söylediği doğru olmayan ifadelere gülünmesi durumunda, gülmek, eğlenmek ve eğlendirmek amacıyla söylediği yalanlar.
Yetişkinlerin çocuğa kurdukları baskı, tehdit ve şiddeti bertaraf etmek için savunma mekanizması olarak söylediği yalanlar,
Çocuğun gerçek ile hayali birbirinden ayırt edip, yalan söyleme bilinci ile hareket ettiği, yalan söylemekte ısrarcı davrandığı, alışkanlık haline getirdiği ve davranış bozukluğu olarak ortaya çıkan patoljik yalanlar,
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşayan çocuklar, dikkatlerini toplamakta, dürtülerini kontrol etmekte zorlandıkları için genellikle düşünmeden hareket eder ve konuşurlar. Bazen bilinçsizce, bazen bilinçli olarak söylenen ama acele ile söylenen yalanlar,
Çocuğun alamadığı taktiri, övgüyü alabilmek, kendini ispat etmek için kendini kardeşlerinden ve arkadaşlarında farklı gösterdiği, kabul görme kaygısına dayalı yüceltme yalanları, çocukların söylediği yalan çeşitleri olarak belirtebiliriz.
Çocuklar Yalan Söyler mi? -2
Geçen haftaki yazımız çocuklarımızın konuşmaya başladıktan sonra geçirdiği evrelerde söylediği sözlerin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini ve söylenen yalan çeşitlerinden bahsetmiştik. Bu hafta ise çocukların neden yalan söyledikleri üzerinde duracağız.
Çocuk Neden Yalan Söyler?
Çocuğun aile, okul, arkadaş çevresinde çok sık yalan söyleniyorsa, çocuk bunu model alıp, taklit ederek yalanı normalleştirebilir.
Çocuk, kendisinden devamlı başarı bekleyen mükemmeliyetçi ebeveynlerine, istedikleri başarıyı sunamadığı taktirde onların baskısından kurtulmak için yalan söyleyebilir.
Aşırı baskı, sözlü veya fiziksel şiddet uygulayan, tutucu ve tehditkâr davranışları olan ebeveynlerin çocuğu, bunlardan kurtulabilmek için yalana başvurabilir. Anne ve babaları tarafından devamlı eleştirilen, kıyaslanan çocukların özgüveni sarsılır, kendilerini net ifade edemezler, gerçekleri söylemekten kaçınırlar.
Anne ve babalarının çok ilgilenmediği veya yoğun verilen ilgi ve sevginin çeşitli sebeplerle azaldığı dönemlerde, çocukları ebeveynlerinin ilgisini çekebilmek için yalan söyleme davranışında bulunabilirler. Taktir edilme ihtiyaçları görülmeyen çocuklar, yapmadığı şeyleri kendi yapmış gibi davranabilirler.
Sınıfın yoğunluğu içerisinde öğretmenin tüm öğrencileriyle yeterince ilgilenememesi, evde aşırı ilgi gören öğrencinin okulda aynı ilgiyi istemesi ve pasif öğrenciler öğretmenlerinden ebeveynlerinin ilgisinin aynısını görmek için yalana sarılabilirler.
Ebeveynler kendi söyledikleri yalanları ifşa etmemeleri için bazı durumlarda çocuğu yalana yöneltebilirler. Çocuğu yalancı şahit yaparlar. Çocuklar çevresinde bulunan yetişkinlerin devamlı yalan söylemesi durumunda onları rol model alarak yalan söyleme davranışını pekiştirebilir.
Çocuğun şüpheli bir davranışında veya aile ondan bir şey öğrenmek istediğinde sorgu sualler ile çocuğu sıkıştırırlar. Çocuk doğru söylese de ebeveyni inandıramayabilir. Bir şekilde güven probleminin oluştuğu durumlarda, çocuk nasıl olsa bana güvenilmiyor diyerek yalan söylemeye devam edebilir.
Ergenlik döneminde, çocuğun yaşam alanlarına girildiğinde, özel veya mahrem bir durumu ile ilgili soru sorulduğunda mahcup olmamak için yalana sarılabilir.
Sorumluluk alanları ile ilgili yapması gerekenleri yapmamış çocuklar, sorumluluğunu yapmamak veya ceza almamak için yalan söyleyebilirler.
Çocuk arzu ettiği ve gerçekleşmeyen istekleri, çok istediği bir oyuncağı alabilmek, tatil, eğlence, vb. ödülleri elde edebilmek için yalandan medet umabilir.
Sosyal ortamlarda kabul görmek, arkadaş ortamında kendini farklı göstermek veya onların hoşuna gideceği şeyleri söyleyebilir.
Çocuk yaptığı veya yapmadığı şeylerden dolayı, sevdiklerini üzüleceğini düşünerek yalanlar söyleyebilir.
Özgüveni, özsaygısı, özsevgisi düşük olan çocuklar, hırçınlık, öfke patlamaları ve saldırganlıkları nedeniyle suçluluk duygusu olan çocuklar yalan söylemeyi alışkanlık haline getirebilirler.
Çocuklar Yalan Söyler mi? -3
Bu haftaki yazımızda çocuklarımızın yalan davranışını nasıl söndürebiliriz, onların yalana başvurmadan kendilerini nasıl ifade etmelerini sağlayabiliriz bunun üzerinde durmaya çalışacağız.
Okul öncesi dönemde bulunan çocuğumuz hayal dünyası içinde hareket edebileceğini, soyut kavramları yanlış anlayıp, buna göre söyleyebileceği bilgisini aklımızın bir kenarına yazmamız gerekir. Hemen endişeye kapılmamalıyız. Söylediklerini iyi tartmalıyız, aceleci karar vermemeliyiz. Çocuğa aşırı tepki vermeden, bu konuyu birde öğretmeninden dinlemek istediğinizi söylediğinizde çocuk şaka yaptığını söyleyebilir. Böyle bir durumda, şakanın gülünecek bir şey olduğunu, ancak insanları yanıltan şeylere gülünmeyeceği anlatarak, bu davranışın yanlışlığı ortaya konur. Eskaza çocuk yalan söylediğinde, şakayı yalan ile yaptığında gülersek buna onay vermiş oluruz.
Çocukların yapmalarını istemediğimiz tüm davranışları öncelikli olarak anne ve babaların yapmaması gerekmektedir. Yalan söylemeyen bir ebeveyn olarak iyi bir rol model olursanız çocuğunuzda yalan söylemeyecektir. Doğru olmanın güzel bir erdem olduğunu, insanları yanıltmanın, kandırmanın yanlışlığını, bunun neticesinde kendisinin ve karşıdaki kişilerin uğrayacağı zararları çocuklarımıza hikayelerle, örneklerle anlatmalıyız. Olumlu, dürüst davranışlarını muhakkak taktir edin.
Çocuğun her koşulda ve ortamda doğruyu söyleyebilmesinin en önemli faktörü güvendir. Çocuk evde anne-babasına, okulda öğretmenine güvenirse, kişiliğine ve vücuduna zarar gelmeyeceğini bilirse çocuk yalan söylemeye ihtiyaç duymayacaktır.
Öncelikle ebeveynlik modelimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Mükemmelliyetçi bir anlayış ile mi çocuklarımızı yetiştiriyoruz? Otoriter bir aile modeline mi sahibiz? Yoksa çocuklarımıza karşı ebeveynler olarak tutarsız veya ilgisiz miyiz? Bu aile modellerinin çocuklar üzerindeki yansımalarını çok iyi bilmeliyiz. Eğer biz çocuğa baskı kurup, kıyaslama yapıp, alaycı ifadeler kullanıyorsak, devamlı tehditvâri sözler ediyorsak, sözel veya fiziksel şiddet uyguluyorsak, bunlardan kaçınmamız çocuğumuzun kendini daha rahat ifade etmesine sebebiyet verecektir. Ruhu yaralayan bu yaklaşımları ebeveynlerin terk etmesi çocuğun rahat hareket etmesini, yalanlara sarılmasını önleyecektir.
Örneğin, eve geç gelen bir çocuk ceza almaktan korkmak yerine ebeveyninin merak edeceğini, endişe duyacağını düşünerek hareket edebilmeli. İstediğimizi yapmayan, inatlaşan, hırçınlaşan bir çocuğa duygularımızı ifade ederek, bu yaptıklarından hissettiklerimizi anlatmalıyız.
İlgi çekmek için babasının annesini dövdüğünü, okula gitmemek için öğretmeninin bağırdığını, kulağını çektiğini, arkadaşlarının kendini sevmediğini, zorla yemek yedirildiğini söyledikleri zaman bunlara hemen inanmak yerine baskı yapmadan nasıl olduğunu anlatmasını, tutarlı olup olmadığını görmenizi, sonrasında olayın muhatabı olan kişilerden işin aslını öğrenmek gerekir. Çocuk ebeveynlerinden gördüğü ilgiyi, okulda öğretmeninden, sosyal ortamlarda arkadaşlarından elde edebilmek için yalana başvurabilir.
Çocuklarını ihmal eden, sevgi, ilgi vermeyen bir anne ve baba isek, çocuğumuza ihtimam gösterirsek, istediği ilgi ve sevgiyi verirsek yalan söylemeyi bırakacaktır. Devamlı eleştirmek yerine taktirlerimizi belirtsek, başarabileceğine dair olan inancımızı söylersek çocuklarımızın hem özgüveni gelişir, hemde maruz kalacağı sözlere istinaden yalan söylemek durumunda kalmaz.
Kendi çocukluğumuzda yaşadıklarımızı göz önünde bulundurmak, çocuklarımızı anlamak için faydalı olacaktır. Hafta sonu tatilinden sonra, uykuyu alamayan yetişkinlerde çeşitli bahaneler üretirler. Çocukken okula gitmek istemediğimizde sanal karın ağrılarımız, sınav için ürettiğimiz bahaneler nedeniyle, sorumluluğumuzu yerine getirmek istemediğimizde yaptıklarımız yola çıkarak çocukları çözmek, anlamak, empati yapmak aramızdaki ilişkinin zedelenmesini engelleyecektir. Önceden tedbir almak, takip etmek, desteklemek, bazen görmemezlikten gelmek çocukların yalana başvurmalarının önüne geçecektir.
Çocuklarının ajitasyonlarına, duygu sömürülerine çabuk yenilen ebeveynler, çocukta bu davranışın pekişmesine sebebiyet verirler. Eşler, çocuklarının davranışlarına karşı kararlı ve tutarlı davranışlar sergilerlerse, çocuklar duygu sömürüsü yapmazlar, yumuşak karın gördükleri ebeveyne oynayarak isteklerin elde etmek etmezler.
Aşırı kaygılı, endişeli ebeveynler çocukları çok fazla sıkboğaz ederler. Nereye gittiğini, ne yaptığını, ne zaman geleceğini devamlı merak ederler. Bunalan çocuklar ebeveynini rahatlatmak veya sorgu sualden kaçmak adına yalan söylerler. Ebeveynlerin, kaygılarını endişelerini yönetmeleri çocuk üzerindeki baskıyı azaltacaktır.
Hayallerini kurduğu, arzu ettiği bir şeyin, neden olmayacağı, alınmayacak bir oyuncağın, bisikletin, bilgisayarın nedenleri iyi anlatılmalı ki, çocuk bunları elde etmek için yalana başvurmasın.
Çocuğunu yalancı olarak etiketlemeyin, etiketlenmesine müsaade etmeyin. Çocuk ben yalancı isem o zaman yalan söylemeye devam edebilirim düşüncesinde hareket edebilir.
Çocuğunuz yalan söylediği zaman kişiliğine zarar vermeden, yanlış yaptığı davranışı anlatmalıyız. Çocuk duygu ve düşüncelerini rahat ifade edebilmeli. Ani ve yüksek perdeden tepki vermekten kaçınılmalıdır. Çocuğa neden yalan söylediğine dair aşırı verdiğimiz tepkiler, çocuğumuzun yalan söylerken daha dikkatli davranmaya, daha usta yalanlar söylemeye itebilir. Çocuğa gerçeği söyletmek için zorlamayın. Zorla gerçeği söyletmeye çalışmanız, çocuğun davranışını değiştirmekte etkili olmayacaktır.
Çocuğumuzun sosyalleşmesini, kendisini ifade edebilmesini, özgüven kazanmasını sağlamalıyız ki, bulunduğu arkadaşlık ortamlarında kabul görmek için kendisini olduğunda farklı göstermeye çalışmasın.
Ergenlik seviyesinde olan çocuğumuzla ilişkimizi, iletişimimizi en iyi seviyede tutmaya çalışalım, yaşam alanlarına aşırı müdahale etmeyelim. Onları korumak ve doğru yönlendirmek için sorgulamaktan daha ziyade onunla sohbet edin, iyi bir dinleyici olduğunuzu gösterin.
Ancak davranış bozuklukları, kişilik bozuklukları, dürtü bozuklukları gibi sorunlar patalojik bir durum oluşturabilir. Çocuğumuzun devamlı yalanlara başvuruyor ise muhakkak bir uzmandan yardım almalısınız.
Özcan DALGIÇ
Aile ve Çocuk Danışmanı