Çocukların bir canlının ölümüne şahit olması, çocukların kaldıramayacağı bir yük, bir travma olarak karşımıza çıkabilmektedir. Çocukların sadece bir yakınını kaybetmesi travma oluşturmaz, duygusal bağ kurduğu hayvanı da kaybetmesi aynı şekilde olumsuz etkileyebilir.
Dinimiz, kesilecek hayvanın korkmaması için gözlerinin bağlanmasını emrederken, bu hassasiyeti çocuklara göstermemek doğru değildir. Bunun için aileler olarak dikkatli hareket etmeliyiz. Birçok insan çocukluğunda gördüğü kurban manzarası nedeniyle et yememekte, canlıların canının acımasına karşı duyarsızlaşma veya yaşadığı travmaya istinaden bu ibadeti kabul etmekte zorlanmaktadır. Bu nedenlerden dolayı çocukların, kurban kesimi esnasında hayvanın can çekişmesini görmesi pedagojik açıdan doğru değildir.
Bir canlının kesilmesi, can çekişmesi, çocuğun alnına kan sürülmesi başlangıçta korku, endişe, kaygı, uyku bozukluğu, uyku terörü gibi problemler yaşayabilir. Sonrasında anne, babasını, sevdiklerini kaybedeceği, başlarına bir şey geleceği düşüncesi ile kaygı ve korkuları fazlalaşabilir. Başta et olmak üzere yemek yemekte zorluklar yaşayabilir.
Çocuk başta anne ve babası olmak üzere yaşanan olaylarda çevresini kontrol eder. Bilhassa kurban kesimi esnasında anne ve babanın olaya yaklaşımı, sakin, endişeli, sinirli yaklaşımları çocuğun kurbana yaklaşımını olumlu veya olumsuz olarak etkileyebilir. Anne ve baba, kurban, oruç vb. dini ritüelleri yaparken samimi, sakin bir şekilde ve sükunetle yaparsa çocuğun bu ibadetleri benimsemesi, kabullenmesi ve güvenmesi daha kolay olur.
Çocuğun okul öncesi dönemde, soyut kavramları tam olarak somutlaştıramadığı için bu evrede gerek evcil hayvanlarının ölümüne, gerek kurban kesimine şahit olmamalıdır. Kesilen kurbanı can çekişirken görmesi dehşete kapılmasına sebebiyet verebilir. Çocukların hiç bilgilenmeden, Kurban kesimi ile karşı karşıya kalmamalı. Aile veya kreş öğretmenleri tarafından bilgilendirilmeler, etkinlikler, faaliyetler ve hikaye okumaları yapılarak kurban kesimi öncesinde bilgi sahibi olması sağlanmalıdır.
İlkokul evresinde soyut kavramları yavaş yavaş somutlaştırabilen çocukların dahi etkilenme ihtimalleri yüksek olduğu için çocuğun kurban kesimini görmemesinde, hele birde kesilecek hayvanla duygusal bağ kurmuşsa fayda vardır. 7 yaşından itibaren çocukta artık somut evreye geçmesiyle birlikte gerçeklik duygusu gelişmeye başlar. Bunun bir dini görev olduğu, yoksullara yardım gibi sosyal boyutu olduğu anlatılmalıdır. Özellikle Kurban Bayramı’nda ortaya çıkan yardımlaşma kültürü hakkında bilgi verilmeli. Bayramdan bayrama evine et giren ihtiyaç sahipleri olduğu, yoksulların düşünülmesi gerektiği anlatılmalı, sosyal bir ibadet olduğu vurgulanmalıdır. 9-10 yaşına kadar dikkat edilmeli ancak çocuğun hassas bir yapısı varsa olumsuz etkilenmemesi için 10-12 yaş evresine kadar kurban kesimini görmesine müsaade edilmeyebilir.
Birçok aile inancı gereği, çocuğun görmesi ve kabullenmesi için kurban kesim yerlerine çocukları götürmek istiyor. Hatta biz çocukluğumuzda kurban kesimini gördük, bize bir şey olmadı düşüncesiyle hareket etmektedirler. Ancak kendilerine bir şey olmamış olması, çocuğuna olmayacağı anlamına gelmemektedir. Her çocuğun fıtratı, cinsiyeti, yetiştiği zaman dilimi, büyüdüğü sosyal ortam farklıdır. Yaratılıştan naif olan, kız ve erkek çocuklarının farklı özelliklerinin yanısıra, jenerasyon farkı ile köyde ve şehirde yetişen çocukların olayları algılaması ve kabullenmesi aynı olmayabilir. Bunun için kendi çocukluğumuz ile çocuklarımızı kıyaslamak doğru değildir.
Kısaca dikkat etmemiz gerekenler:
* Bilhassa küçük çocuklara kurban ibadeti bir bayram olarak anlatılmalı. Merhamet ve iyilik gibi duyguları anlatmak açısından bayram önemli bir fırsattır. Bayramların sosyal yönleri anlatılmalı, büyüklerin ziyaretinin önemi kavratılmalıdır.
* Çocuğa kurbanı, doğru zamanda kurban vakti yaklaşmadan önce, sade, anlaşılır, yaşına uygun bir dil ile anlatılmalı.
* Çocuklar hikayeleri severler, bu nedenle kurban kesimiyle ilgili bir hikâye anlatmak, onların anlamasını kolaylaştırabilir. Örneğin, Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail ile ilgili hikâyeden bahsedebilir ve bu olayın kurban kesimi ritüeline nasıl yol açtığını açıklayabilirsiniz.
* Çocuğunuza Allah’ın insanların beslenebilmesi için bitkileri ve hayvanları bir nimet olarak yarattığını, bu nimetlere karşı saygı göstermenin önemini de anlatılmalıdır. Onları koruduğumuzu, onları beslediğimizi, sevdiğimizi, iyi davranıp, zarar vermeden büyümelerini sağlamamız gerektiğini anlatmalıyız.
* Çocuğun bulunduğu ortamda Kurbanın kesimi ve can çekişme halleri gösterilmemeli ve anlatılmamalıdır.
* İnancımız gereği kurbana eziyet etmeden kesmeye gayret edilmelidir. Çocuklarda eziyet eden kişiye karşı nefret duygusu oluşabilir.
* Çocuklar erken alınan hayvanlarla (bilhassa küçükbaş hayvanlarla) duygusal bağ kurmaları halinde, kurban kesiminden daha çok etkileneceklerdir. Çocuklar kardeşlerinin üzerinde veya hayvanların ne hissettiklerini anlamak için kendi üzerlerinde deneme yapmaya kalkabilirler. Bunun için kurban kesimini izlememelerinde de fayda vardır.
* Çocuklara bilhassa olumsuz haberler izlettirilmemeli. Çocukların yanında konuştuklarımıza dikkat etmeli. Çocuğa haber verilmeden kesilen hayvanın etinin daha sonra çocuğa, “Kestik ve bak ne güzel yedik” gibi sözlerle yedirilmesi, kesilen kurbandan sonra “Erkekler ağlamaz” gibi ifadeler kullanılması doğru değildir.
* Çocuğun hissettikleri ve anlattıkları dikkatle dinlenmelidir. Çocuğun üzüntüsüne ve yasına ilgi göstermeli ve değer vermelidir. Üzüntüsünü paylaşırken “Boş ver!”, “Seneye yenisini alırız.” gibi sözlerden kaçınılmalıdır.
* Çocuğunuzun kurban kesimiyle ilgili soruları olabilir. Bu soruları sabırla dinleyin ve mümkün olduğunca doğru ve anlaşılır yanıtlar verin. Bilmediğiniz bir soruya karşılık verecek kadar bilgiye sahip değilseniz, "Bu konuda daha fazla bilgi edinelim" diyerek ilerleyin.
* Kurban kesimine şahit olan ve olumsuz etkilenen kaygı ve korkuları oluşmuşsa, bir uzmandan yardım almak gerekir. Kaygı ve korkular çok artarsa ve psikolojik destek alınmazsa çocuğun yaşamı etkilenebilir, eğitim hayatında sıkıntı yaşayabilir”
Aile ve Çocuk Danışmanı Özcan Dalgıç